Bilim insanları insan ömrünün mümkün olan en uzun süresini belirledi

Singapurlu bilim insanları, biyolojik süreçlere dayalı olarak vücudun iyileşme potansiyelini sınırlayan belirgin bir sınır olduğunu belirtiyor. 

Araştırmacılar, insan vücudunun stres, hastalık ve iyileşme ile nasıl başa çıktığını anlamak için ABD ve İngiltere’den alınan binlerce kan örneğini inceledi.

Tespit edilen en önemli bulgulardan biri, yaş ilerledikçe vücudun hastalık ve yaralanmalardan sonra hızla iyileşme yeteneğinin azalmış olmasıdır. Bu kademeli azalmaya “fizyolojik direnç” adı verilir ve aslında yaşam süresini belirleyen bir faktör olarak kabul edilir.

100 yaşından sonra vücutta neler olur?

Çalışmanın baş yazarı Timothy Pyrkova, yaşlanma sürecinin aslında vücudun dengeyi koruma yeteneğinin giderek azalması olduğunu belirtiyor.

Bu durum, vücudun son derece kırılgan hale gelmesine yol açar ve hafif bir enfeksiyon gibi küçük stres faktörleri bile sistemin tamamen iflas etmesine neden olabilir.

Araştırmacılar, modern matematiksel modeller kullanarak insan ömrünün mutlak sınırının 120 ila 150 yıl arasında bir yerde olduğunu hesapladılar. Bu eşiğin ötesinde, en sağlıklı bireylerin bile sağlık sorunlarından iyileşme yeteneklerini kaybedecekleri ve bunun kaçınılmaz olarak sistemsel çöküşe yol açacağı vurgulanıyor.

Çalışmanın yazarlarına göre, kanser, kalp damar hastalıkları ve diğer kronik hastalıklar tedavi edilebilir olsa da, vücudun kendini onarma yeteneğindeki azalma insan ömrünü sınırlamaya devam edecektir.

Vücut, ne kadar sağlıklı olursa olsun, bir noktadan sonra artık kendini onaramaz hale gelir.

Bununla birlikte, gelecekte biyoteknoloji, rejeneratif tıp ve hücresel yeniden programlama gibi alanlar, canlılık kaybını yavaşlatmanın ve belki de insan ömründeki 150 yıllık sınırı aşmanın yeni yollarını sunabilir.

Related Posts

Zayıflamak için tüketilen çaylara dikkat: Sağlığımızı tehdit ediyor

Bilinçsiz tüketilen bitkiler konusunda konuşan Diyetisyen Şükriye Eral, “Kontrolsüz tüketilen bitki çayları kalp ritim bozuklukları, tansiyon düzensizlikleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon yetersizlikleri yapabilir, fazla tüketimler zehir etkisi yapabilir. Diğer kullandığımız ilaçlarla, bitkilerle etkileşime girebilir” açıklamasında bulundu.

Uzmanı uyardı: Klorlamanın düzenli yapılmadığı havuzlar birçok sağlık sorununa neden olabilir!

Uzmanı uyardı: Klorlamanın düzenli yapılmadığı havuzlar birçok sağlık sorununa neden olabilir!

Havucun Faydaları Nelerdir?

Havucun Faydaları Nelerdir? Uzmanlar havucun A, B ve C vitaminleri tarafından zengin olduğunu belirterek, havuç tüketimini önerdi. 

‘Karpuzu peynirle tüketerek kan şekerini dengelemek mümkün’

Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuzun sağlıklı tüketilmesi için önerilerde bulunan Diyetisyen Gökçenur Kahraman, “Yazın ferahlatıcı meyvelerinden karpuzun büyük bir kısmı sudan oluşur ancak glisemik indeksi yüksektir. Ana öğünlerden 1-2 saat sonra yanında bir avuç badem veya birkaç cevizle birlikte tüketilebilir. Karpuzun yanına beyaz peynir eklenerek kan şekeri dengesi daha iyi korunabilir. Tokluk süresi uzayabilir. Karpuzu nane, limon, yoğurt gibi malzemelerle karıştırarak sağlıklı smoothieler yapabilirsiniz. Roka, beyaz peynir, zeytinyağı ile yaz salataları hazırlayabilirsiniz” dedi.

Basit bir burun tıkanıklığı düşündüğünüz gibi masum değil

Prof. Dr. Rauf Oğuzhan Kum, “Günlük yaşamda sık karşılaşılan ancak çoğu zaman ciddiye alınmayan burun tıkanıklığı, altta yatan yapısal bir sorunla ilişkili olabilir. Burnunuzdan rahat nefes alamıyor, gece horluyor, spor yaparken çabuk yoruluyor ya da sabahları yorgun uyanıyorsanız; sebebi, burun içinde ‘septum’ adı verilen yapının eğri olması olabilir. Bu sanıldığı kadar masum değildir. Birçok sağlık sorununa neden olabilmektedir” dedi.

Klinik psikolog açıkladı: En yaygın DEHB belirtileri

Klinik psikolog açıkladı: En yaygın DEHB belirtileri